13 Temmuz 2012 Cuma

Rica etsem, beni okumadan buruşturur musunuz?

Yoruldum; yemin etmekten, küfretmekten, yalandan, dolandan, talandan, kendimden vazgeçmekten, başkalarını sevmekten, sonra yine yemin etmekten, sonra yine küfretmekten. Yoruldum hiçliğiniz olmaktan. Yoruldum konuşmaktan. Rica etsem, ben susarken beni anlar mısınız?  Nereden, kimin geleceğini bilmiyorum ama ona kiralayacağım. Rica etsem, kalbimi boşaltır mısınız? Rica etsem, kokunuzun sindiği her şeyi kanımla boyar mısınız? Rica etsem, biraz yardımcı olur musunuz?

Ne kadar saçma olduğunu bildiğim halde, hep aynı duvara çarpıyorum. Rica etsem, beni bir kereliğine kendime saptırır mısınız?  Yine evinizin önünden geçtim. Rica etsem, sokağınıza girmemi yasaklar mısınız? Belki de önümü göremediğimden belalar beni görüyor. Rica etsem, gölgenizi gözlerimden çeker misiniz? Ağırlığınız beni eziyor. Rica etsem, biraz zayıflar mısınız? İnanın, yerim çok çabuk dolar. Rica etsem, ipinizde başkasını sallandırır mısınız? Evet, çok güzelsiniz. Ama kalabalığınızdan sizi seçemiyorum ve artık seçmek istemiyorum. Rica etsem, ülkemin sınırlarını kalabalığınızla birlikte terkeder misiniz? Kısa devre yapmak üzereyim. Rica etsem, düğmemden beni kapatıp, biraz da kendi içinizi merak eder misiniz? Kapı çalıyor, işkencecim gelmiş olmalı. Rica etsem, bu sefer onu siz ağırlar mısınız? Bakın şurada, hep battığım çamur var. Rica etsem, -benim için asla- zerre kadar dahi olsa değer verdiğiniz bir şey için  -batmak şöyle dursun- şu çamura dokunur musunuz? Çok iyi rol yapıyorsunuz. Rica etsem, biraz da kendinizi oynar mısınız? Galiba yine kendimde değilim. Giderken kalbimin kapısını hızla çarpıp beni ayıltır mısınız? Gizli şeyler ya el üstünde tutulur,ya parçalanır. Elinizin üstü bana çok yüksekte kaldığına göre beni son defa yağmalar mısınız? Biliyorum, senaryoda beni umursamadığınız yazıyor. Ama başınızı indirip, kalbimin üzerindeki "söndür" yazısına bakarak, artıklarınızla da olsa biraz serinletir misiniz? Öyle bıktım ki bilmekten. Rica etsem, bana çarpıp kaçarak, beni beynimden kurtarır mısınız? Nereye yönelsem, size çıkıyorum. Rica etsem, yolumu tıkamaktan vazgeçer misiniz? Kısaca ben size söyleyeyim: Sizden kurtulup rahatça ölmek üzereyim. Rica etsem, "Nasılsın?" demeyi bırakır mısınız? Çok iyi biliyorum, sizin için her şey çok kolay. Rica etsem, tek sefer içinizde büyüyen duygulara dilinizi alet eder misiniz? Sizin için dua ediyorum. Rica etsem, duamın içinde biraz rahat durur musunuz? Sizinle gelebileceğim son nokta burası. Yolculuk bedeli ödemeyiniz, hiç önemli değil. Rica etsem, sırtımdan iner misiniz? İşte yükünüzü, odanıza kadar çıkarttım. Rica etsem, beni evinizden kendime kovar mısınız? Biliyorum ki bildiklerim sizi zerre kadar alakadar etmiyor. Ama yine de biliyorum.

Biliyorum, zırvaladığımı, saçmaladığımı, suçlu olduğumu, beş para etmeyecek biri olduğumu, bir kukla olduğumu, acınacak halde olduğumu, aşkın herkesle yaşanamayacağını düşünüyorsunuz.

Biliyorum; yine bana dönecek mektuplara sizin adresinizi aptalca yazıyorum.

Biliyorum; hiçbir şeyiniz olduğumu bildiğinizi. Ama tenezzül edip kıymetli ömrünüzden bana biraz zaman ayırdığınız için, bazen hiç olmanın bir ömürde yer tutabileceğini biliyorum ve inadına ömrümü bir hiçe veriyorum. Yaptıklarımın sizin için bir anlam ifade etmediğini biliyorum. Fakat benim için ne kadar kıymetli şeyler olduğunu bilmenizi istiyorum. Şimdi -kesin düşerek olacak- yüksek katınızdan aşağı iniyorum. Sizi, daha farkına varmadığınız siz ile başbaşa bırakıyorum. Rica etsem, bir ağrı kesici alıp, söylediklerimi unutarak, yolunuza bildiğiniz gibi devam eder misiniz? Sizden vazgeçemiyorum. Rica etsem, yokmuşum gibi davranır mısınız? Kalbimi susturamıyorum, sizi istiyor. Rica etsem, bunun imkansız olduğunu bir daha söyler misiniz? Rica etsem, beni anlayarak okur musunuz? Rica etsem, beni tekrarlar mısınız?

Yoruldum; kalbimi böyle apaçık ortaya sermekten. Rica etsem, yokluğunuzla açıklarımı kapatır mısınız? Rica etsem.                                                13.07.2002

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder