15 Mart 2011 Salı

başlık

ben henüz abi

ben henüz yazarak tüyleri bile kabartamazken
çakışım ateş, üfleyişim sönüş değilken
taptaze, belki pür-i pak
salınarak
belki aksakayak
kayak takımı, muz kabuğu, beş karış ve akıl
çerçeve ve kafes
süt ve nefes
dolanırken kısa pantolon paslı çakı.


koç ve boğa tercihleri konusunda hala emin olamadım bu arada.


dişimi sıkıp da
gıpta
ederken
aman allah'ım hayranlığı
bazen kibir yayvanlığı ile
seyir ederken
farkedilme arzusu taşırken
tarafından
belki bu soyluluğa ortak olma telaşı taşırken.


öküz virüsünü görmezden gelen bilim dünyasını da kınamaktayım bu arada.


kelime kelimenin boğazında ilmek
sen yazarken yani
ümüğü sıkılmış yazı
aynı zamanda şefkat
döverek sevmeler, yatağa yuvarlanışlar dışra.
bir tarz
laz burnu
ve beş yüz metre engelli.


doğru orantı, dokuz, pul ve köy ve hala bu arada.


hep bir red.
saçmaladığının iftirası
yani insanların en çok da kendini sevmesi abi
en çok kendine kıymet vermesi
en çok gıybetetmesi
takdiri gaybetmesi
uçkur gailesi
daha büyük hevesi.
heryerimiz tanrı
heva ve helva.


kelime dar ağacında sallandırır mısın bir şeyler bu arada.


bilgi
bir kulak
bir depo
kuyu su ve bakraç.
daldır ve çıkart
bul ve konuş
hiç unutma
yüzün yine gülmesin
arada dişlerini göster
dökülmediği bilinsin.


hala fil şikayetçisi nasreddin'i satmışın teki gibiyim bu arada.


dediğin gibi bazen
bazen dediğin gibi
bazen gibi dediğin
yanında poz vermek bile
kimisine yetebilecekken
fotoğrafların uçlarını yakmak istemeleri
bazen
sen kovmadan istifalar yani
bunları hep gördük zaten.


göğüsteren en favori içeceğimdir hala bu arada.


annemin o camı eliyle kırışı
yani tenime vicdan damlatışı
hep onun olduruşu
kaldı bu silinmez acımak suçu üzerimde
acıyan nasıl yaşar
gözlerinin benimle beraber dolduğunu
yani türkçesi
iki musluk bir havuzu.


kısa kesersem saçlarımın örgülerine yazık bu arada.

1 yorum: